19 Eylül 2007

Şekilcilik


Japonya'da daha önceden de yazdığım gibi düzen ve şekil önemlidir. Ufak tefek şeylerde bu hep görülür. Duvar fayansları birbirine tam dayalıdır. Yollarda çarpık çurpukluk olmaz. Trenler zamanında gelir. (İstisnalar da var tabii) Falan filan liste uzun. Ama bir de şekilcilik var. Herşeyin belirlenmiş, önceden kabul edilmiş normlara uyması gerektiği düşüncesi. Kalıpların, normların, belirli şekillerin ötesine geçememe. İş yerinde bazen insanlar yeni birşey önermek kolay da onu kabul ettirmek çok zor.

Heryerde müşteri kraldır, ama Japonya'da daha kraldır. Ama bazı durumlarda insan öyle hissetmez işte. Yemeklerde menünün biraz dışında birşey istemeye çalışın. İstisnasız alacağınız yanıt "özür dileriz ama olmaz" olur. Resimdeki kek ve kahve seti Yamaguchi'ye bağlı Hagi kasabasındaki harika eski bir evi mekan olarak kullanan kafeden. Bu set 700 yendi. Ben de "kahve değil de çay istesem" diye sordum. Servisi yapan kız suratını buruşturup hiç tereddütsüz yukarda yazdığım yanıtı yapıştırdı. Oysa tek başına ısmarlandığında çay daha ucuzdu kahveden, yani fiyat farkı sorun olamazdı, ya da öderdik canım...Ama olmadı işte. Geçen sene de arkadaşlarla Kamakura'ya gitmiştik. Öğle yemeğinde menülerden birinde yam (Hint yerelması??) vardı, diğerinde yoktu. Arkadaş yam olmayanı istedi çünkü onun istediği bir başka şey vardı o menüde. Sordu "ek olarak yam alabilir miyim, farkı öderim." Garson kız gitti mutfağa sordu. Yine yukardaki yanıtı aldı. Ben de yine bir lokantada salatadaki ince dilim domatesden memnun kalmayıp söğüş domates istemiş ve yine aynı yanıtı almıştım.

Bu konunun kökenleriyle ilgili benim teorilerim var, ama önce sizin yorumlarınızı alayım.

10 Eylül 2007

Refahtan payını alamayanlar

Geçen haftalarda Japon ve yabancı basında çıkan bir haber bilmem bizim basında yankı buldu mu.

Binlerce orta yaş üstü Japonun internet/manga kahvelerini mesken edindiğine dair. Gecelik içecekler dahil 1000 yenden (10YTL?) ucuza gelen bu yerlerde insanlar sandalye tepesinde sabahlayabiliyormuş. Kira ödeyemeyen, ya da kira ödese de kiralık bir ev için gerekli olan kefili bulamayan, ya da pek çok yerde gerekli depozitoyu koparamayan insanlar yaşlıca insanlar.

90'lardan itibaren şirketlerde iş güvenliği azaldı. Bilgisayar kullanamayan ya da modern ofis şartlarına, performansa bağlı değerlendirmelere alışamayan, ekonomik bozukluk nedeniyle işini kaybeden pek çok insan kendini sokakta buldu.

Geçen hafta Tokyo ve bölgesini doğrudan vuran tayfunda kabarıp taşan nehirler evsizler için de sorun oldu. Tokyo belediyesi parkları ve sokakları evsizlerden "temizledikçe", insanlar da nehir kenarlarına kaçtılar. Ama nehir kabarınca bu sefer de sele kapılma tehlikesi başgösterdi. İtfaiye evsizleri kurtarmak için bir hayli uğraştı.

03 Eylül 2007

Yaz festivalleri

YazfestYazfestYazfest
YazfestYazfestYazfest
YazfestYazfestYazfest


Tokyo'da bile hala pek çok mahallede yaz festivalleri yapmak geleneği devam ediyor. Festival yerine panayır değimini kullanmak daha yerinde belki de. Yiyecek içeceklerin saıtldığı seyyar satıcı tezgahları, maharetlerin gösterildiği sahne, geleneksel kıyafetle gezenler ve yerel Shinto tapınağının sembolleri gün boyu süren bir eğlencenin parçaları. Resimdekiler sırasıyla: mahalli danslar, sokaktaki görünüm, okul "müsamereleri", el falcısı amca (bu amca so yıllarda gözükmüyor artık), soba (yulaftan yapılma noodle-erişte) yeme yarışması (en fazla götüren, kap sayısı fazla olan kazanır), taiko çalan kız, gece lambalı manzara.

Yazın bu zamanlarını çok severim. Çelik-cam kaplı işyerleri ve metrolarda geçen gündelik hayat içinde ancak böyle şeyler Japonya'da olmayı hatırlatıyor işte.