29 Kasım 2009

Japonya'da yemeklerin plastik modelleri

Bugün BBC'den.
Japonya'ya her gelip de vitrinlerdeki yemeklerin çok gerçekçi plastik modellerine hayran kalmamış olan yoktur. BBC'nin koyduğu videoyu tavsiye ederim!
Close-Up: Tokyo's plastic food

19 Kasım 2009

Tokyo dünyanın yemek başkenti

BBC'nin haberine göre, Tokyo 'world's best place to eat'.
Şunu da eklemek lazım, Kyoto'nun en seçkin müşterilere hizmet eden geleneksel bazı lokantıları Michelin'in batılı standartlardaki derecelendirme kriterini reddetmiş, iş birliği yapmamıştı.

17 Kasım 2009

ABD'liler Obama'ya kızmış!

Bugünkü Hürriyet'teki yazı da ABD'liler Obama'ya kızdı başlığı var. Dün Japon gazetesinde bu resmi görmüş ve çok hoşuma gitmişti.

Okurların da yazdığı gibi bunda kızacak ne olduğunu anlamıyorum. Burada herkes eğilip selam verir, hele de yaşlılara. Obama bilemeyip açıyı biraz fazla eğilimli tutmuş ama ziyanı yok. Niyet iyi:)

10 Kasım 2009

1 adam, 2 teker ve tüm dünya

Hemen Daisuke Nakanishi'nin sayfasına bir bakın. Açılışta gördüğünüz yer Kapadokya değil mi? Türkçe link de var. Sn. Özgür Nevres'in çevirdiği ana sayfada şu tanıtım yapılmış:

Osaka'lı (Japonya) Daisuke bir dünya gezgini, yeni arkadaşlar ve dünyada barış arayışında. Dünya gezisine başlamadan önce 6 yıl çalıştı ve yolculuk için para biriktirdi. Yolculuğuna 23 Temmuz 1998'de Anchorage'den (Alaska) başladı. Bu tarihten beri 120,000 kilometreden fazla yolu kendi gücü dışında bir güç kullanmadan kat etti. Tümü de aynı bisikletin üzerinde olmak üzere bütün kıtalarda 100'den fazla ülkeyi ziyaret etti. Japonya'ya dönmeden önce toplam sayıyı 120'ye yükseltmeyi hedefliyor. Gittiği bazı şehirlerde fahri hemşehri unvanını aldı. Birkaç kez eski başkanlarla tanıştı ve dünyanın her köşesinden harika arkadaşlar edindi. Daisuke, Japon Macera Bisikletçileri Kulübü'nün (Japan Adventure Cyclists Club - JACC) de üyesi.


Yomiuri'de bu hafta çıkan yazıda yolculuğunun bitişiyle ilgili sorulan soruyu Nakanishi-san şöyle yanıtlamış:
Rahatladım. Ama dahası, uzun zamandır peşinden koştuğum düşümü başardığımdan dolayı biraz boşlukta gibiyim.
(Asked how it felt to end his long journey, Nakanishi said: "I'm relieved. Though, more than that, I'm at a bit of a loss now that my long-pursued dream has been accomplished.")

Yolun sonuna gelmediğini tahmin edebilirsiniz. Yeni bir yolculuğa çıkıp çıkmayacağı sorulduğunda şu yanıtı vermiş:

Kesinlikle. Aynı yere aynı yola gitseniz bile başka insanlara rastlar, yeni tecrübeler kazanırsınız.


(Asked if he might ever embark on another journey, he said, "Definitely," adding that even if you go to the same place on the same route, you will encounter different people, landscapes and have new experiences.)

KANSAI & WEST / 1 man, 2 wheels and a whole wide world (Maalesef Yomiuri sayfaları sürekli olarak kalmıyor, bir kaç hafta sonra bu link geçersiz olacak.)

03 Kasım 2009

Kaki (Trabzon hurması)

Kaki
Son baharın ortalarında olgunlaşırlar. Trabzon Hurması. Kaki.
Bahçelerde yapraklar sararsa ya da dökülse de portal renkli toplar sallanmaya devam eder. Kimse toplamaz. Olgunlaşıp yere dökülenler belki.

01 Kasım 2009

Yaşlılık alameti mi ne?

Eskiler çocukluklarının, gençliklerinin geçtiği yerleri anarken, oraların bir zamanlar ne kadar yeşil olduğunu, bağlık bahçelik olduğunu hayıflanarak söylerler. Ben de iki gün önce kendimi işte öyle hissettim. Hep önünden geçtiğim evin yıkıldığını biliyordum, ama arsanın o hale geleceğini tahmin etmemiştim.

O köşe biraz özeldi, çünkü oradaki 3 evin bahçesi oldukça ağaçlıktı. Akşam eve dönerken orası hep serin, ferah olurdu. Eve giden diğer yollar içinde en çok o yolu seçerdim. Tam sola dönen köşede bir avokado ağacı vardı. Bir yaz günü tepeden sallanan avokadoları farkettiğimde çok şaşırmıştım, ilk defa bu türü görüyordum.

Bu yaz ağaç geçen yıla göre daha çok meyve verdi. Her sabah altından geçerken meyvelerin olgunlaşıp yere düşeceğini, belki yere düşenleri eve götüreceğimi hayal ettim. Derken ev yıkıldı. Yine o çok katlı apartmanlardan biri yapılacaktı. Avokado ağacının yarısını kestiler, dallarını budadılar. Olsun kökü sağlamdı. Zakkumları kesmişlerdi, ama olsun, onlar yine dikilirdi.

Avokadoyu başka bir yere mi taşıdılar, yoksa kestiler mi, bilmem. Dün baktım, o köşe kel.