Japonya son 30 yilin Kis Olimpiyatlarindaki en buyuk hezimetini aldi, diye yazdi gazeteler. Tek bir yildiz vardi, Artistik Patinajda Shizuka Arakawa. Teknik acidan cok kuvvetli Rus ve Amerikali rakiplerinin dusmelerine ragmen, Arakawa-san hic hatasiz bir performans sergiledi, ve ayakta alkislanarak birinci oldu. Madalya toreninde Japon ulusal marsi, kimigayo calinirken Arakawa-san, marsi mirildandi. Hinomaru, milli bayrak cekilirken pek cok Japon gozyaslarini tutamadi.
Pek cok spor yarismasinda oldugu gibi Japon sporcular genelde kendilerini basarmak icin buyuk bir baski altinda hissederler ve duygusal durumlarini kontrol etmeleri zorlasir. Bu sefer de, ayni Artistik Patinaj dalinda iddiali isimlerden Miki Ando 15., Fumie Suguri 4. oldu. Bu iki sporcu ilk dusmelerden sonra yuzlerinde cok acikli bir ifade ile kaymaya devam ettiler, hele Ando-san, neredeyse aglamak uzereydi. Amerikali ve Rus sporcularsa dusseler bile hic birsey olmamis gibi devam ettiler.
Arakawa-san Puccini'nin Turandot'u esliginde kaydigi yarismada akillarda mavi elbisesi ve boydan boya gulumsemesiyle akkilarda kalacak.
"Ortak Renkler", ortak renklerimiz. Bu sayfaları okuyanlar belki kendilerinden bir şeyler bulacaklar benim renklerimde.
26 Şubat 2006
20 Şubat 2006
Akil yasta diil
Bastadir. Fazla tamah cok zarar getirir. Ayagini yorganina gore uzat. Soyle soyle bitmez. Horie-mon kurucusu oldugu sirket livedoor'u az kalsin batiracakti az kalsin. Onceleri iftira oldugunu dusunmustum ve Horie-mon'un siyasi komploya kurban gittigini dusunmustum, ama yanilmisim. Pek cok insan gibi. Horie-mon'un genc, enerjik, gizlisi saklisi olmayan yuzu aldatmacaymis.
The Economist'in de yazdigi gibi eski kusagin katakulleci, al takke ver kulah ticaret tarzini aynen devam ettirmis. Yasada yasaklanmadiysa sorun yok, oldugu gibi devam etmeli, diye dusunmus. Boylece etik olmayan is dalaverrelerinin sonu gelmez olmus.
Hip-hop'cu gencler dolasir medyada. Sarki sozleri, kiyafetler, tarz tepeden tirnaga hip-hop. Sonra bakarsin "harbici kenar mahalle Japonu"durlar. "Hurmetler abi", yere otur "yakisoba da harikaymis", "ganbatte imasu--elimden geleni yapacagim."
Tabii bunlar Horie-mon'la karsilastirilmayacak kadar masum ve zararsiz. Ozentiligin sinirindaki genclerle Horie-mon arasinda daglar kadar fark var. Ama temelde birseyler ayni: farkli gorunmekle farkli olunmuyor iste. Takim elbise giymeyip "genc, enerjik ve yeni" gorunmek, riyakar isler cevirmeye engel degil(mis.)
The Economist'in de yazdigi gibi eski kusagin katakulleci, al takke ver kulah ticaret tarzini aynen devam ettirmis. Yasada yasaklanmadiysa sorun yok, oldugu gibi devam etmeli, diye dusunmus. Boylece etik olmayan is dalaverrelerinin sonu gelmez olmus.
Hip-hop'cu gencler dolasir medyada. Sarki sozleri, kiyafetler, tarz tepeden tirnaga hip-hop. Sonra bakarsin "harbici kenar mahalle Japonu"durlar. "Hurmetler abi", yere otur "yakisoba da harikaymis", "ganbatte imasu--elimden geleni yapacagim."
Tabii bunlar Horie-mon'la karsilastirilmayacak kadar masum ve zararsiz. Ozentiligin sinirindaki genclerle Horie-mon arasinda daglar kadar fark var. Ama temelde birseyler ayni: farkli gorunmekle farkli olunmuyor iste. Takim elbise giymeyip "genc, enerjik ve yeni" gorunmek, riyakar isler cevirmeye engel degil(mis.)
09 Şubat 2006
Internet uzerinde anlasmali intiharlar
BBC'de cikan habere gore Japonya'da internette insanlar beraber intihar edecek insan ariyorlar mis. Ne kadar acikli degil mi? Zaten burda intihar orani yuksek. Simdi de insanlar tek baslarina intihar edemedikleri icin cesaret toplamak icin birbirlerini internet uzerinden buluyorlar. Sonra toplu olarak intihar ediyorlar. Mesela arabada mangal yakarak.
Bence hala acikli. Insanlar o kadar caresiz ki, yasam icin degil olum icin arkadas ariyor.
Bence hala acikli. Insanlar o kadar caresiz ki, yasam icin degil olum icin arkadas ariyor.
06 Şubat 2006
Keisuke Kinoshita-Deniz Feneri
Evvelki haftaki Amerika yolculugunda hic ismini daha onceden duymadigim bir Japon yonetmenin harika bir filmini seyrettim,
The Lighthouse, Japonca ismi "Yorokobi mo kanashimi mo ikutoshitsuki", yonetmen Keisuke Kinoshita. Adeta dokumanter gibi Deniz Fenerindeki yasami, yasamin "mesakkatlerini", guzel gunlerini islemis yonetmen. Sevginin degisik boyutlari, sanki gercekten yasamis insanlarin hayatlarindan kesitlerle verilmis. Duygular derinlemesine ve gercekci anlatildigi icin bazen gozyaslarimi tutamadim. Showa doneminin Japoncasi. Savas oncesinin fakir ve cilekes Japonyasi, savas sirasindaki fedakarliklar ve savas sonrasi ozenti batililasma, hayatin inis ve cikislari. Hic gecmeyecekmis gibi gelen yillar, birden bitiveriyor, insan ne zaman 50lerine 60larina geldigini anlamiyor.
The Lighthouse, Japonca ismi "Yorokobi mo kanashimi mo ikutoshitsuki", yonetmen Keisuke Kinoshita. Adeta dokumanter gibi Deniz Fenerindeki yasami, yasamin "mesakkatlerini", guzel gunlerini islemis yonetmen. Sevginin degisik boyutlari, sanki gercekten yasamis insanlarin hayatlarindan kesitlerle verilmis. Duygular derinlemesine ve gercekci anlatildigi icin bazen gozyaslarimi tutamadim. Showa doneminin Japoncasi. Savas oncesinin fakir ve cilekes Japonyasi, savas sirasindaki fedakarliklar ve savas sonrasi ozenti batililasma, hayatin inis ve cikislari. Hic gecmeyecekmis gibi gelen yillar, birden bitiveriyor, insan ne zaman 50lerine 60larina geldigini anlamiyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)