31 Aralık 2009

Japonya'da oldukça olası bir olay

29'u akşamı vesikalık fotoğraf çektirmem gerekti. Burada 500-700 yen'e otomatik olarak vesikalık çeken makinelerden birine gittim. Bizim istasyonun içinde.
Parayı ödedim.
Ayarları yaptım. Dışarı çıktım. Fotoğrafları aldım ve çıktım.
Bir arkadaşla yemek yedim. Parayı ödemek için elimi cebime attım ve...
Cüzdanım yoktu. Makinanın içinde oturduğum yere koymuştum, giderken almayı unutmuşum!

İstasyon şefliği, karakol derken tabii giden gitmiş.

Evde kredi kartları, ATM kartını falan iptal ettim.

Ertesi sabah bankaya kredi kartı ve ATM almak için başvuruya gitmek için evden çıkacaktım ki...Kapı çalındı. Tanımadığım bir adam. Cüzdanımı verdi.

Dün akşam bulmuş, Yabancı Oturma Kartım'dan adresi almış, yılbaşı belki ülkeyi terkederken kart lazım olur diye acele hemen evi bulmaya çalışmış, karanlıkta bulamamış, sabaha bırakmış.

Kredi kartlarını, parayı kontrol edin dedi. Tabii tamdı. Adını adresini vermek istemedi, ve veda edip gitti.

İşte böyle. Ne güzel bir duygu değil mi, böyle insanların olması!

27 Aralık 2009

"İyi ki Japon olarak doğdum!"

Şu anda TV Asahi'de yayınlanan programın adı, Tabi no kaori.

Alt başlık "2009'da çok konuşulan lezzet başkentinde yılın son yemeğine doyun. Elinizde olmadan 'İyi ki Japon olarak doğdum!' diye bağıracağınız seyahat özel programı!"

Japonya'da bu lafı sık sık duyarım. Japonya'ya özgü olan ya da onların Japonya'dan başka bir yerde olmadığına inandıkları şeyleri yaptıkları zaman söyledikleri sözdür. Ben Türkiye'de "iyi ki Türk olarak doğdum" diye düşünülse de bu şekilde ifade edildiğini hiç duymadım. Aynı şekilde "Amerikalı olmaktan gurur" duyulsa da bu şekilde ifade pek edilmez. ("Born In the USA" belki istisna.)

Fuji-san her yerden

Tokyo civarı düzdür. Tokyo merkezde en yüksek yer 26m.lik Atago Tapınağı'nın olduğu tepedir.

Eskiden Tokyo, Chiba, Yokohama, her yerden Fuji-san rahatça gözükürmüş. Şimdi yüksek binalar nedeniyle öğle değil. Hava çok açık ve nemsiz olursa biraz daha şans var. Aniden karşınıza çıkabilir Tokyo'nun değişik yerlerinden. Bu günlerde bembeyaz.

Fuji

06 Aralık 2009

3 Göz

Japon iş adamlarının (Çinlilerden de önce) heryere yayıldıkları ve fırsatları "global" düşündükleri malum.
Bunu hiç duymamıştım:

...business owners need three types of eyes: insect eyes that can see many rival firms at once, bird eyes to oversee the whole business environment, and fish eyes to read the changing trends. Based on this idea, he came to feel that his business needed to expand overseas.


Brewer finding new niche

Bu arada Japonya'daki sake (nihonshuu) tüketiminin düşmekte olduğu da gerçek.

04 Aralık 2009

Japon gönüllülerini rahat bıraksalar!

Geçen yıl da Afganistan'da bir Japon gönüllüyü öldürmüşlerdi. Japonlar gerçekten saf ve diğer dinlere karşı da oldukça nötr. Çok iyi niyetle gittikleri bu İslam ülkelerinde başlarına bu gelmemeliydi.

Japanese engineer freed in Yemen
The Slaying of Ito Kazuya: Japan in Afghanistan

01 Aralık 2009

Japonya "elden gidiyor"

Shibuya
Shibuya
Cumartesi uzun zamandan beri ilk defa Tokyo'nun en genç ve kalabalık mekanı Shibuya'ya yolum düştü. Zaten ortalama olarak Türkiye'deki her yerden daha kalabalık Tokyo'nun, en kalabalık bölgesinde yürürken hoperlerden gelen "gaikokujin falan filan" sesleriye irkildim. Kalabalık bir grup, şu anda gündemde olan, yeni hükümetin tasarı haline getirmeye çalıştığı sürekli oturma izni olan yabacılara seçimlerde oy kullanma hakkı verilmesi kanunu protesto ediyordu. Aslında resmen Koreliler ve Çinlilerden bahsediyorlardı. Yabacılar, özellikle de bu milletlerden olanlar, Japonya'yı ele geçirecek, diyorlardı. İstasyonun önünde polis ve bayraklı bir kalabalık vardı. Bu ton ve bayrakların hiç ortaya çıkmadığı bir ülkede bariz milliyetçi bir gösteri beni çok şaşırttı açıkçası. Japonya'da milliyetçilik savaş sonrası bastırılıp, arada dozunu kaçırarak bazı gruplar tarafından kullanılan bir kavram olduğu için belki de.
Japonya'yı ele geçirecek 200-300 bin Çinli ve Koreli için seferber olmuşlar.

Ben kişisel olarak oy vermek ya da vermemenin üzerinde durmuyorum. Gerçek hayatta yabancıların karşılaştıkları ayrımcılık ve dışlanmanın yanında, zaten sözünü tutmayan, bir şeyden de çok çakmayan bir Japon'u meclise göndermenin bir önemi yok bence.

Foreigners in Japan