31 Aralık 2009

Japonya'da oldukça olası bir olay

29'u akşamı vesikalık fotoğraf çektirmem gerekti. Burada 500-700 yen'e otomatik olarak vesikalık çeken makinelerden birine gittim. Bizim istasyonun içinde.
Parayı ödedim.
Ayarları yaptım. Dışarı çıktım. Fotoğrafları aldım ve çıktım.
Bir arkadaşla yemek yedim. Parayı ödemek için elimi cebime attım ve...
Cüzdanım yoktu. Makinanın içinde oturduğum yere koymuştum, giderken almayı unutmuşum!

İstasyon şefliği, karakol derken tabii giden gitmiş.

Evde kredi kartları, ATM kartını falan iptal ettim.

Ertesi sabah bankaya kredi kartı ve ATM almak için başvuruya gitmek için evden çıkacaktım ki...Kapı çalındı. Tanımadığım bir adam. Cüzdanımı verdi.

Dün akşam bulmuş, Yabancı Oturma Kartım'dan adresi almış, yılbaşı belki ülkeyi terkederken kart lazım olur diye acele hemen evi bulmaya çalışmış, karanlıkta bulamamış, sabaha bırakmış.

Kredi kartlarını, parayı kontrol edin dedi. Tabii tamdı. Adını adresini vermek istemedi, ve veda edip gitti.

İşte böyle. Ne güzel bir duygu değil mi, böyle insanların olması!

27 Aralık 2009

"İyi ki Japon olarak doğdum!"

Şu anda TV Asahi'de yayınlanan programın adı, Tabi no kaori.

Alt başlık "2009'da çok konuşulan lezzet başkentinde yılın son yemeğine doyun. Elinizde olmadan 'İyi ki Japon olarak doğdum!' diye bağıracağınız seyahat özel programı!"

Japonya'da bu lafı sık sık duyarım. Japonya'ya özgü olan ya da onların Japonya'dan başka bir yerde olmadığına inandıkları şeyleri yaptıkları zaman söyledikleri sözdür. Ben Türkiye'de "iyi ki Türk olarak doğdum" diye düşünülse de bu şekilde ifade edildiğini hiç duymadım. Aynı şekilde "Amerikalı olmaktan gurur" duyulsa da bu şekilde ifade pek edilmez. ("Born In the USA" belki istisna.)

Fuji-san her yerden

Tokyo civarı düzdür. Tokyo merkezde en yüksek yer 26m.lik Atago Tapınağı'nın olduğu tepedir.

Eskiden Tokyo, Chiba, Yokohama, her yerden Fuji-san rahatça gözükürmüş. Şimdi yüksek binalar nedeniyle öğle değil. Hava çok açık ve nemsiz olursa biraz daha şans var. Aniden karşınıza çıkabilir Tokyo'nun değişik yerlerinden. Bu günlerde bembeyaz.

Fuji

06 Aralık 2009

3 Göz

Japon iş adamlarının (Çinlilerden de önce) heryere yayıldıkları ve fırsatları "global" düşündükleri malum.
Bunu hiç duymamıştım:

...business owners need three types of eyes: insect eyes that can see many rival firms at once, bird eyes to oversee the whole business environment, and fish eyes to read the changing trends. Based on this idea, he came to feel that his business needed to expand overseas.


Brewer finding new niche

Bu arada Japonya'daki sake (nihonshuu) tüketiminin düşmekte olduğu da gerçek.

04 Aralık 2009

Japon gönüllülerini rahat bıraksalar!

Geçen yıl da Afganistan'da bir Japon gönüllüyü öldürmüşlerdi. Japonlar gerçekten saf ve diğer dinlere karşı da oldukça nötr. Çok iyi niyetle gittikleri bu İslam ülkelerinde başlarına bu gelmemeliydi.

Japanese engineer freed in Yemen
The Slaying of Ito Kazuya: Japan in Afghanistan

01 Aralık 2009

Japonya "elden gidiyor"

Shibuya
Shibuya
Cumartesi uzun zamandan beri ilk defa Tokyo'nun en genç ve kalabalık mekanı Shibuya'ya yolum düştü. Zaten ortalama olarak Türkiye'deki her yerden daha kalabalık Tokyo'nun, en kalabalık bölgesinde yürürken hoperlerden gelen "gaikokujin falan filan" sesleriye irkildim. Kalabalık bir grup, şu anda gündemde olan, yeni hükümetin tasarı haline getirmeye çalıştığı sürekli oturma izni olan yabacılara seçimlerde oy kullanma hakkı verilmesi kanunu protesto ediyordu. Aslında resmen Koreliler ve Çinlilerden bahsediyorlardı. Yabacılar, özellikle de bu milletlerden olanlar, Japonya'yı ele geçirecek, diyorlardı. İstasyonun önünde polis ve bayraklı bir kalabalık vardı. Bu ton ve bayrakların hiç ortaya çıkmadığı bir ülkede bariz milliyetçi bir gösteri beni çok şaşırttı açıkçası. Japonya'da milliyetçilik savaş sonrası bastırılıp, arada dozunu kaçırarak bazı gruplar tarafından kullanılan bir kavram olduğu için belki de.
Japonya'yı ele geçirecek 200-300 bin Çinli ve Koreli için seferber olmuşlar.

Ben kişisel olarak oy vermek ya da vermemenin üzerinde durmuyorum. Gerçek hayatta yabancıların karşılaştıkları ayrımcılık ve dışlanmanın yanında, zaten sözünü tutmayan, bir şeyden de çok çakmayan bir Japon'u meclise göndermenin bir önemi yok bence.

Foreigners in Japan

29 Kasım 2009

Japonya'da yemeklerin plastik modelleri

Bugün BBC'den.
Japonya'ya her gelip de vitrinlerdeki yemeklerin çok gerçekçi plastik modellerine hayran kalmamış olan yoktur. BBC'nin koyduğu videoyu tavsiye ederim!
Close-Up: Tokyo's plastic food

19 Kasım 2009

Tokyo dünyanın yemek başkenti

BBC'nin haberine göre, Tokyo 'world's best place to eat'.
Şunu da eklemek lazım, Kyoto'nun en seçkin müşterilere hizmet eden geleneksel bazı lokantıları Michelin'in batılı standartlardaki derecelendirme kriterini reddetmiş, iş birliği yapmamıştı.

17 Kasım 2009

ABD'liler Obama'ya kızmış!

Bugünkü Hürriyet'teki yazı da ABD'liler Obama'ya kızdı başlığı var. Dün Japon gazetesinde bu resmi görmüş ve çok hoşuma gitmişti.

Okurların da yazdığı gibi bunda kızacak ne olduğunu anlamıyorum. Burada herkes eğilip selam verir, hele de yaşlılara. Obama bilemeyip açıyı biraz fazla eğilimli tutmuş ama ziyanı yok. Niyet iyi:)

10 Kasım 2009

1 adam, 2 teker ve tüm dünya

Hemen Daisuke Nakanishi'nin sayfasına bir bakın. Açılışta gördüğünüz yer Kapadokya değil mi? Türkçe link de var. Sn. Özgür Nevres'in çevirdiği ana sayfada şu tanıtım yapılmış:

Osaka'lı (Japonya) Daisuke bir dünya gezgini, yeni arkadaşlar ve dünyada barış arayışında. Dünya gezisine başlamadan önce 6 yıl çalıştı ve yolculuk için para biriktirdi. Yolculuğuna 23 Temmuz 1998'de Anchorage'den (Alaska) başladı. Bu tarihten beri 120,000 kilometreden fazla yolu kendi gücü dışında bir güç kullanmadan kat etti. Tümü de aynı bisikletin üzerinde olmak üzere bütün kıtalarda 100'den fazla ülkeyi ziyaret etti. Japonya'ya dönmeden önce toplam sayıyı 120'ye yükseltmeyi hedefliyor. Gittiği bazı şehirlerde fahri hemşehri unvanını aldı. Birkaç kez eski başkanlarla tanıştı ve dünyanın her köşesinden harika arkadaşlar edindi. Daisuke, Japon Macera Bisikletçileri Kulübü'nün (Japan Adventure Cyclists Club - JACC) de üyesi.


Yomiuri'de bu hafta çıkan yazıda yolculuğunun bitişiyle ilgili sorulan soruyu Nakanishi-san şöyle yanıtlamış:
Rahatladım. Ama dahası, uzun zamandır peşinden koştuğum düşümü başardığımdan dolayı biraz boşlukta gibiyim.
(Asked how it felt to end his long journey, Nakanishi said: "I'm relieved. Though, more than that, I'm at a bit of a loss now that my long-pursued dream has been accomplished.")

Yolun sonuna gelmediğini tahmin edebilirsiniz. Yeni bir yolculuğa çıkıp çıkmayacağı sorulduğunda şu yanıtı vermiş:

Kesinlikle. Aynı yere aynı yola gitseniz bile başka insanlara rastlar, yeni tecrübeler kazanırsınız.


(Asked if he might ever embark on another journey, he said, "Definitely," adding that even if you go to the same place on the same route, you will encounter different people, landscapes and have new experiences.)

KANSAI & WEST / 1 man, 2 wheels and a whole wide world (Maalesef Yomiuri sayfaları sürekli olarak kalmıyor, bir kaç hafta sonra bu link geçersiz olacak.)

03 Kasım 2009

Kaki (Trabzon hurması)

Kaki
Son baharın ortalarında olgunlaşırlar. Trabzon Hurması. Kaki.
Bahçelerde yapraklar sararsa ya da dökülse de portal renkli toplar sallanmaya devam eder. Kimse toplamaz. Olgunlaşıp yere dökülenler belki.

01 Kasım 2009

Yaşlılık alameti mi ne?

Eskiler çocukluklarının, gençliklerinin geçtiği yerleri anarken, oraların bir zamanlar ne kadar yeşil olduğunu, bağlık bahçelik olduğunu hayıflanarak söylerler. Ben de iki gün önce kendimi işte öyle hissettim. Hep önünden geçtiğim evin yıkıldığını biliyordum, ama arsanın o hale geleceğini tahmin etmemiştim.

O köşe biraz özeldi, çünkü oradaki 3 evin bahçesi oldukça ağaçlıktı. Akşam eve dönerken orası hep serin, ferah olurdu. Eve giden diğer yollar içinde en çok o yolu seçerdim. Tam sola dönen köşede bir avokado ağacı vardı. Bir yaz günü tepeden sallanan avokadoları farkettiğimde çok şaşırmıştım, ilk defa bu türü görüyordum.

Bu yaz ağaç geçen yıla göre daha çok meyve verdi. Her sabah altından geçerken meyvelerin olgunlaşıp yere düşeceğini, belki yere düşenleri eve götüreceğimi hayal ettim. Derken ev yıkıldı. Yine o çok katlı apartmanlardan biri yapılacaktı. Avokado ağacının yarısını kestiler, dallarını budadılar. Olsun kökü sağlamdı. Zakkumları kesmişlerdi, ama olsun, onlar yine dikilirdi.

Avokadoyu başka bir yere mi taşıdılar, yoksa kestiler mi, bilmem. Dün baktım, o köşe kel.

28 Ekim 2009

Okinawa'da beslenme

BBC'deki habere göre İngilizcesi turmeric, Türkçesi zerdeçal olan baharat kansere iyi geliyormuş.

Okinawa'da ukon olarak bilinir ve yaygın olarak kullanılır. Malum Okinwalılar en uzun yaşayanlar Japonya'da. Şimdilerde "akşamdan kalma" durumuna iyi geldiği de söyleniyor. Ukon'lu içecekler satılıyor marketlerde.

Curry spice 'kills cancer cells'

26 Ekim 2009

Ki

Ki, Japonya ve Uzak Doğu'nun genelinde çok önemli bir kavramdır. İngilizce sözlükte "yaşamsal enerji" olarak verilmiş. Tamashii'nın karşılığı "ruh" olduğu için Türkçe'de doğrudan karşılığı olduğunu sanmıyorum.

Bugün yeni bir Japon değimi öğrendim: Hastalık "ki"den başlar. Yani hastalıkların kaynağı içimizdeki huzursuzluklar, sağlıksızlık, yaşamsal enerjimizdeki azalmadır.

Bazı arkadaşlarım soğuk algınlıklarını şöyle geçirirler: lezzetli yemek yemek, sıcak küvete girmek, bol bol uyumak...

Hastalıkların kol gezdiği bu günlerde tavsiye ederim:)

14 Eylül 2009

Bayramınız Kutlu Olsun!

Gök

Çarşaba akşamından itibaren Türkiye'deyim.
Hepinize nice mutlu bayramlar!

27 Ağustos 2009

Gün sonu renkleri

Derin renkler
Derin renkler
Derin renkler
Derin renkler

Geçen hafta tayfunlar geçti buralardan. Sonra...
Her tayfun sonrası gibi artçı bulutlar kaldı. Hava temizlendi neminden.
Akşam saatlerinde nehir kıyısı işte böyleydi.
Yazın en koyu en derin renkleriyle gün batımı.
Ve uzun zamandır ilk defa Fuji-san gölgesini gösterdi.

25 Ağustos 2009

Her derde deva parti

Yeni Parti

Japonya'da hiç bir anlamı olayan ve fark da getirmeyen seçimlere yeni bir parti katıldı: Happiness Realization Party. Japonya'yı tamamen barışçı politikalar izleyerek K. Kore füzelerinden koruyacak, gelir ve veraset vergilerini kaldıracak ve servetlerimizi ikiye katlayacaklarmış. Tokyo'nun her yerinde kampanyalar yapmaya posterler asmaya başladılar. Partinin lideri
Ryuho Okawa, Happy Science denen bir kültün de başı.

Şaşırmamak, bunlar Japonya'da nasıl oluyor dememek gerek. Koalisyon ortağı Komeito Partisi Sokagakkai tarafından destekleniyor. Bunu herkes bilir. Japonya'da dini özgürlük adı altında mezhep ve kilt faaliyetlerine izin veriliyor.

1995 Sarin Olayı da bu özgürlüğün kontrolden çıkması sonucunda olmuştu.

22 Ağustos 2009

Tarlada göğü görmek

ÇeltikÇeltik

Kış sonu çeltik tarlalarına su verilir. Mayıs sonu Haziran başında çeltik filizlenir. Rüzgarda dalgalanacak boya gelir. Yüksey yerlerden dağların arasındaki tarlalara bakınca büyük bir göle bakarmış gibi olur. Bulutların yansıması tarlalara düşer.

26 Temmuz 2009

Hadise ve Düm Tek Japonya'da

EMI web sitesine göre 5 Ağustos'ta piyasada. Video'ya Japonca alt yazı da konmuş. Cep telefonları için müzik olarak da indirilebiliyor.

Biraz önce J-Wave'de Top 100'ü dinlerken farkettim. Şu anda 91. sırada.

07 Temmuz 2009

Domesticimi tanıdım

Aisatsu
Yazın en tatlı, meyva gibi yenebilecek domatesi almaya çalışırım. Adı üstüde, markası "furutika" olanını. Bu markanın kutularında üreticinin adı ve resmi var. Bence çok iyi bir kavram. Gerçekten sebzenin ziyan edilemeyecek, el emeği bir ürün olduğunu hatırlatıyor. Özel olduğunu da.

Marketten ya da pazardan yiyeceklerimi alırken hep böyle hissetsek keşke.

04 Temmuz 2009

Eski adap ve görgü

Aisatsu
Sabahları nehir kenarına yürüyüşe çıkarım. Yaşlılar genelde hep birbirlerine selam verir, günaydın, "oyahou gozaimasu" der. Bana da derler, ben de sevinerek karşılık veririm. Küçük yerlerde de böyledir. Türkiye'de küçük yerlerde de.

Nehirden dönüş yolunda şöyle bir tabela dikkatimi çekti:

Önemle dikkat edelim (aklımızı-kalbimizi verelim)
Küçük kibarlık (nezaket)
Başkasına verilen şefkattir (sevecenliktir.)

15 Haziran 2009

Japon maymunları

MaymunlarMaymunlar
MaymunlarMaymunlar
MaymunlarMaymunlar
MaymunlarMaymunlar

Dağlık bölgelerde Japon maymunları insanlara yakın yerlerde kolayca görülür. Kışın kar yağdıktan sonra yiyecek bulmakta zorlanan maymunlar dağlardan kasabalara köylere inmeye başlar.

Üstteki 4 fotoğrafta Nikko Kegon şelalesine inen yoldakiler. Turistlerden yiyecek almak, ya da yakındaki hediyelik eşya dükkanlarından birşeyler "çalmak" amacıyla dolaşıyorlar. Cebinde şişkinlik olan insanlara birden saldırıya geçebilirler, ya da evlerin pencere mandallarını açıp içeri süzülebilirler.

Diğer 4 fotoğraf Nagano Shirahone kaplıcalarında. Tepe yamacını ustalıkla geçmeye çalışan bir sürü. Sağdan alttan ikincisi, sırtında yavrusunu taşıyan annenin ayağının kaydığı ve geri tırmanmaya çalıştığı an. Sol en altta annelerinin sırtındaki yavrular harika.

13 Haziran 2009

Kurosawa, Düşler

DreamsDreams
DreamsDreams


90'lı yılların başıydı. Osmanbey'deki sinemelardan birinde (hala var mı bilmem), Kurosawa'nın Dreams, Düşler filmini seyretmiştim. Japon kültürünü hemen hemen hiç tanımadığım zamanlardı. Yalnızca bir iki kitap, bir iki film. Ünlü yönetmen yaşamının sonlarına geldiğini hissetmiş olmalı ki, yaşamı boyunca gördüğü düşleri, ya da düşleyebildiği fantazilerini, insan, çevre, savaşlar ve ölüm temalarını 8 kısa filmde toplamış. Son film, "Su Değirmenleri Köyü" başlıklı filmindeki barış içindeki hava ve köylülerin ölümü bayram yaparak "kutlaması" beni çok etkilemişti.

Uzun zaman filmin çekildiği yeri stüdyo zannetmiştim. Sonradan aslında varolan bir yer olduğunu söyledi bir arkadaş. Oraya gitmek geçen Kasım'da nasip oldu. Nagano tarafındaki Daio Wasabi Farm'da nehir kenarında bir yermiş. Çiftliğin her tarafından, wasabi yetiştirmek için şart olan tertemiz sular akıyor. Filmdeki sahne başka yerlerde de çekilen bölümlerin birleşmesinden oluştuğu için beklediğimden farklı olsa da su değirmeninin önünden akan suyun rengi aynıydı.

Gerçekten garip bir duyguydu yaşadığım, 90'lı yıllara, filmi seyrettiğim zamana geri dönündüm bazı anlarda. Sanki filmin o sahnelerine kendim girmişim gibi. O zamandan bu buluşma anıyla sözleşmişim, ve şimdi bu sözü gerçekleştirmişim gibi. Zaman akmamış, o geçmişteki gün ve bugün aslında aynı gün de olabilirmiş gibi.

İnago

İnago
Eskiden Japonya'da hayvancılık pek yoktu. Süt falan da. Kıyılarda, nehirlerde balık avlanır, avlanan balıklar ya hemen tüketilir, ya da kurutulurdu. Protein kaynağı fazla yoktu yani. Dağlık bölgelerde arı ve çekirge bu nedenle yenir hala. Fotoğraftaki "İnago", çekirge. Soya sosu ve şekerle tatlandırılarak "yenebilir" hale getiriliyor. Hala Niigata, Nagano, Gunma gibi yerlerde hediyelik satan yerlerde bol rastlanır. Büyük şehirlerde pek görmedim, yemek bolluğu içinde yüzen ülkede eskiye ait egzotik bir çerez.

04 Haziran 2009

Sokakta çöp şiş

SokaktaSokakta
Geçen Cumartesi Tokyo Hamamtsucho yakınları. Japonya'da da Asya'nın diğer yerlerindeki gibi, biraz eğreti, biraz derme çatma yerlerde bira içme ve bir şeyler atıştırma adeti çok yaygın. Kömür ateşinde pişen tavuk çöp şişin kokusu etrafa yayılırken, çoğunluğu erkek olan müşteriler hem laflar, hem biralarının tadını çıkarır.

02 Haziran 2009

Bunlar bizim sokaklarda olsa kalır mıydı?

Yenidünya
Yenidünya
Tokyo'da Azabu taraflarında bir sokak. Japonya'da bahçelerde bol yetişen yenidünyalar dallarda. Uzansan toplayabileceğin mesafede.

31 Mayıs 2009

Komşu hakkı

Geçenlerde kapı çalındı. Yan taraftaki, bizim binadan 20m. falan uzaktaki bir evin sahibi. "Yakınlarda bizim evde bir tadilat yapacağız, biraz gürültü olacak, zahmet vereceğiz. Buyrun şu hediyemizi kabul edin", dedi ve bir paket uzattı. Bu adeti bildiğim için, teşekkür ettim, adamcağız da döndü. Paket bir kurabiye kutusuydu.

Şimdi tadilat sürüyor. Bizim evden duymak mümkün değil zaten.

Bugün annem telefonda söyledi. Alt komşu yarından itibaren fayanslarını kırdırıyormuş. Her yaz böyle bir gürültü fırtınası eser zaten apartmanda. "Kusurabakmayın" bile denmez.

Sonuç çıkarmak size ait.

30 Mayıs 2009

Japonların bahçe merakı

Bahçe
Bahardan yaza döndüğümüz günlerde etraftaki güzellikler de arttı. Büyük şehirlere dış ülkelerden gelenler yeşilliğin azlığından yakınırlar. İstanbul'dan gelen ben hiç de öyle hissetmedim. Ne kadar ufak da olsa evlerin etrafında bir bahçe ve bol çiçek ağaç bol çünkü. Bonsaideki ya da ikebanaki gibi küçük alanda doğayı yaşatmak ve beraber yaşamak kültürlerinde var. Bu günlerde başlamak üzere olan yağmurlu mevsim de tüm bitkileri daha da azdıracak.

Resimdeki bizim evin yakınlarında bahçeyi 19 Nisan'da yakalamıştım.

18 Mayıs 2009

Yakuzaya yeter!

Yakuzalık da "zor zanaat" haline gelmeye başladı. Herşeyden önce görevleri değişti. Eskiden polisi tamamlayan, iş yerlerine "fedailik" yapan, bu yüzden de halk tarafından "tolere" edilen yakuzalar, toplum yapısının ve gereksinimlerin değişmesiyle, biraz "iskontaya" çıktı. Pis işlere yanı kar marjı daha yüksek alanlara kaydıkça da halk gözünde imaj kaybetmeye, "karizmadan olmaya" başladılar.

Şimdi artık mahalle içlerinde barınamaz olmuşlar. Yeni taşındıkları yerlerde halk istemez hale gelmiş. Halk bir olup asayişi bozdukları için dava açıyorlarmış. Başarılı da olmuşlar.

Residents prevailing in legal actions against gangs

Bütçe kontrolu için soya filizi

Burada da dünyanın her yerinde olduğu gibi ekonomik kriz "orta direği" vuruyor. Ortalama gelire göre çok büyük bir kesimin orta direk ve altı olduğu Japonya'da son zamanlarda daha "ekonomik yaşama" yöntemleri üzerinde duruluyor.

İşte bu önerilerde birine göre, "sofraların yeni kralı" soya filizi. Hem ucuz hem de çok besleyici olduğu için.

Aynı şekilde daikon, yabani yonca (alfalfa) ve brokkoli filizleri de 100 yenden aşağı oldukları için rağbet görüyorlarmış.

Ama sokaklara yansıyan, fakirliği çağırıştıracak şeylerin olmadığını eklemeliyim. Tasarrufların GSMH'ya oranı 100%ün hala üstünde.

25 Mart 2009

İçhesaplaşma

Hansei
Bu ilan Yomiuri'de tam sayfa olarak çıktı.
Büyük süpermarket zinciri grubu Ion öz olrak şöyle bir özeleştiri ve içhesaplaşma yapmış, ve bunu okurlara duyurmak gereğini görmüş.

Servis ve ürünlerin müşteri beklentilerine yanıt vermediği konusunda; fiyatların beklenen seviyede olmadığı, aranan ya da istenen ürünlerin bulunmadığı, hizmet iyileştirmelerinin zamanında yapılmadığı kabul ediliyor. En kısa zamanda bu konuların düzeltilmesi için çaba gösterileceği belirtilmiş en son.

Çok ilginç bir ilan bence. Reklam aslında ama o kadar Japon usülü ki paylaşmak istedim.

24 Mart 2009

Japon yöneticilerin zoru ne?

Bu başlık aslında Amerikan yöneticilerinin zoru ne, olmalıydı. Japonya'dakilerle çok farklılar çünkü.

Geçenlerde çıkan bir habere göre Japon CEO'ları ABD'li CEO'ların dörtte biri kadar para alıyormuş.

JAL'ın başkanı otobüsle gidiyor işe, maaşını kesiyor ve kafeteryada çalışanlarla birlikte sıraya giriyormuş. Toyota buyıl ikramiyeleri kesti. Elpida Memory şirketinin başkanı da geçen yıl 2 ay maaş almamış.

Japon yöneticileri, şu anda yaşarı ilerlemiş olan nesil, yeni mezunken bu şirketlere girip yavaş yavaş zorlu bir rekabet ortamında akranlarının arasından sıyrılarak buralara gelmiş insanlar. Çalışanlardan biri gibi davranmaları ve başarısızlıkta da "sorumluluklarının kabul ederek" istifa etmeleri bekleniyor.

Yeni nesil iş başına geldiğinde ne olacak, bunu önümüzdeki yıllarda göreceğiz.

08 Mart 2009

Birden gelen natto tutkusu

Natto paketi
Natto paketi
Natto paketi

Japonya'da Kanto tarafında yaşayanların bildiği ama Türkiye'de çok bilinmeyen bir Japon yiyeceği var: Natto.

Fermente edilen soya fasülyesi çok sert kokusu ve yapış yapış iplikli yapısıyla pek çok yabancı (ve Japonya'nın Kansai tarafında yaşayanlar) için, ağıza alınması bile düşünülemeyen yiyecekler arasında.

Japonlar genelde sabah kahvaltısında haşlanmış pirincin üzerine koyarak yer natto'yu. Kanı akışkan hale getirerek kalp-damar hastalıklarını önlediği ve K vitamini içerdiği bilinen natto, bugünlerde gece yatmadan önce yediğim vazgeçilmez "çerez"im. Uzun zaman olsa da olur olmasa da diye düşündükten sonra neden birden böyle bir adetin başladığını ben de çözemedim.

22 Şubat 2009

Paçinkocular bile Obama reklamı veriyor

Obama Change

Bu posteri gördüğüm zaman önemli birşey zannetmiştim. Meğer yeni slot sisteminin reklamıymış. Yani Obama'yla en ufak alakası yok.

Amerikalılar kendilerini yeni yüzyıla taşıyacak liderlerini seçti. Japonya hala 1950'lerdeki düzeni yürütmeye çalışan partiler tarafından yönetiliyor. Kurulmuş bir düzeni, büyük bir dış kuvvet ya da olay olmadan, içerden reform yoluyla değiştirme özürlü Japonya, sanırım ekonomik çöküşünü bekliyor.

Aso-san hükümetinin son beceriksizlikleri, ayyaş Maliye Bakanı'nın istifası derken yuvarlanıp gidiyorlar. Bundan önceki neslin birikimleri "yüzü suyu hürmenite" hala ayakta kalan sistem, "hazıra dağ dayanmayacağından" ya kurtarıcısını ya da sonunu görecek.

15 Şubat 2009

Zen tapınağında yaşam ve Zen üzerine

Budist Rahipler
Geçenlerde Yomiuri'de çıkan uzunca bir yazı Zen'in temel felsefesi ve Zen tapınaklarındaki yaşam üzerinde bilgi sahibi olabilirler:

Zen priests' lives of discipline

Dış dünyayla ilişkisi tamamen kesilen öğrenciler vejeteryen yemek, az uyku, dua törenlerine ve derslere katılmak ve sabah erkenden kalkıp toplu temizliğe katılmakla zorunlular. Yazının önemli bazı bölümlerinden alıntılar yaptım, meraklılar için:

...Daijo Ota, a 79-year-old top-ranking monk in charge of general management of the temple, suggests quite the opposite, claiming Eiheiji is a comfortable sanctuary or "greenhouse."

He explains his reasoning: "In the wider world outside the temple, people face many troubles and difficulties every day. Sometimes, no matter how hard a person works, they still have to endure an unsuccessful outcome. Compared to such hardships, Eiheiji is an easy place to live."


...

Dogen Zenji, founder not only of Eiheiji temple but also the Japanese Soto Zen sect, taught that every act, even the mundane actions of daily life, is directly related to Zen practice. He therefore emphasized that every move--from praying to eating to bathing, and so on--should be regulated by Zen philosophy.

...
Eiheiji's official textbook provides a basic introduction to Dogen's thought on shoji (the cycle of birth and death) found in "Shobogenzo," which is regarded as his major work.

"This present birth-and-death itself is the life of Buddha. When you simply release and forget both your body and your mind and throw yourself into the house of Buddha then with no strength needed and no thought expended, freed from birth and death, you become Buddha," Dogen wrote.

"Then there can be no obstacle in any man's mind," the book continues, expressing ideals that are more than evident in the exhaustive discipline shown by the unsui at Eiheiji. "Refrain from all evils, do not cling to birth and death, work with deep compassion for all sentient beings, respect those over you and pity those under you, without antipathy or desire, worry or lament--this is what is called Buddha. Do not search beyond it."

04 Şubat 2009

Asama Dağı patladı

Geçen hafta başında evden çıkarken bir haber:
Karuizawa yakınlarındaki Asama Dağı duman ve kül püskürtmeye başladı, diye.
Günlük yaşamın harala gürelesi içinde Japonya'da faaliyet halinde yanardağlar olduğunu aklımıza getirmiyoruz bile. Bunlardan biri burnumuzun dibindeki Fuji-san tabii.
Asama'nın külleri Tokyo'nun batısındaki Kichijoji falan gibi yerlere kadar ulaşmış. Radyoya gelen okuyucu mektupları sabah arabalarının üstüne kar yağdını sana sonra bunun ne olduğunu anlayanlardandı.

Japan volcano Mount Asama erupts, ash dusts Tokyo
Volcano erupts close to Tokyo (video)

03 Ocak 2009

Yeni yıl bonsai'si

BonsaiBonsai

2009'da bir bonsai hediye geldi. Beyaz Erik türünden. Şubat sonunda çiçek açması bekleniyor, ama güneş gören yerde biraz tomurcuklar gelişmeye başladı bile.

Ne güzel küçük bir dünya kendi içinde. Toprağındaki yosunlardan tomurcuklarının belli belirsiz yeşilliğine kadar. O bahara hazırlanıyor, biz de 2009'un getirecek olduklarına, umutla.