
Japonya'da daha önceden de yazdığım gibi düzen ve şekil önemlidir. Ufak tefek şeylerde bu hep görülür. Duvar fayansları birbirine tam dayalıdır. Yollarda çarpık çurpukluk olmaz. Trenler zamanında gelir. (İstisnalar da var tabii) Falan filan liste uzun. Ama bir de şekilcilik var. Herşeyin belirlenmiş, önceden kabul edilmiş normlara uyması gerektiği düşüncesi. Kalıpların, normların, belirli şekillerin ötesine geçememe. İş yerinde bazen insanlar yeni birşey önermek kolay da onu kabul ettirmek çok zor.
Heryerde müşteri kraldır, ama Japonya'da daha kraldır. Ama bazı durumlarda insan öyle hissetmez işte. Yemeklerde menünün biraz dışında birşey istemeye çalışın. İstisnasız alacağınız yanıt "özür dileriz ama olmaz" olur. Resimdeki kek ve kahve seti Yamaguchi'ye bağlı Hagi kasabasındaki harika eski bir evi mekan olarak kullanan kafeden. Bu set 700 yendi. Ben de "kahve değil de çay istesem" diye sordum. Servisi yapan kız suratını buruşturup hiç tereddütsüz yukarda yazdığım yanıtı yapıştırdı. Oysa tek başına ısmarlandığında çay daha ucuzdu kahveden, yani fiyat farkı sorun olamazdı, ya da öderdik canım...Ama olmadı işte. Geçen sene de arkadaşlarla Kamakura'ya gitmiştik. Öğle yemeğinde menülerden birinde yam (Hint yerelması??) vardı, diğerinde yoktu. Arkadaş yam olmayanı istedi çünkü onun istediği bir başka şey vardı o menüde. Sordu "ek olarak yam alabilir miyim, farkı öderim." Garson kız gitti mutfağa sordu. Yine yukardaki yanıtı aldı. Ben de yine bir lokantada salatadaki ince dilim domatesden memnun kalmayıp söğüş domates istemiş ve yine aynı yanıtı almıştım.
Bu konunun kökenleriyle ilgili benim teorilerim var, ama önce sizin yorumlarınızı alayım.