
Bu yazının aslında Japonya'daki yaşamla doğrudan ilgisi yok. Hemen hemen unutulmuş bir faciyı anmak istedim.
1972'de Japon All Nippon Havayolları McDonnell Douglas'a 3 DC-10 tipi uçak sipariş verir. Ancak uçaklar hazırlandığı sırada sipariş iptal edilir. Lockheed şirketi L-1011 TriStar uçaklarını Japonlara satmak için araya üst düzey politikacıları sokar, büyük rüşvetler başbakana kadar kadar verilir. Uçaklar elinde kalınca McDonnell Douglas uçakların fiyatlarında büyük damping yapar ve satışa çıkarır. THY o sıralarda yüksek uçuş kapasitesi olan uçaklardan birine talip olur. Aslında DC-10'ların kapılarında dizayndan kaynaklanan bir hata vardır ve bu hata 1972'de farkedilmiş olmasına rağmen THY uçağı teslim aldığında kapılar hala arızalıdır.
Normalde uçakların kargo kapıları içe doğru açılırdı. Kapıyı imal eden mühendisler kargo bölmesi yükleme sırasında daha rahat kullanılsın diye dışa doğru açılan bir kapı dizayn etmişler ve oldukça karmaşık bir kilit sistemi yerleştirmişlerdi. Kilit sistemi dışarıdan oynatılan bir kol sayesinde küçük bir elektrik motoruyla menteşeleri yerine sokuyor ve kapı kilitleniyordu. Kapı kilidi hassas olmakla beraber çok da dayanıklı değildi ve zorlanarak kapatıldığında menteşeler oymaları kırıyor ama kapı kokpitteki uçuş mühendisinin tablosunda kapalı görünüyordu. THY arızanın teslimden önce giderildiğini düşünerek, kapının dışına İngilizce ve Türkçe kolun zorlanmaması gerektiğiyle ilgili bir uyarı yazısı koymakla yetinmişti.
TK981 Paris bağlantılı Londra seferine 3 Mart'ta çıkar. Paris'e kazasız belasız varılır. 167 yolcudan 50'si Paris'te iner. Normalde dolu olmayan Londra seferine İngiliz Havayollarının grevi nedeniyle talip çoktur. Uçak 17 İngiliz rugby oyuncusu, eğitime giden 48 Japon bankacısı, pek çok önde gelen Amerikalı ve İngiliz'ın de aralarında olduğu 335 yolcu ve 11 mürettebat Orly'den kalkmaya hazırlanır. Ancak uçağın alt arka kargo kapısının kapatan bagaj sorumlusu Cezayirli göçmen Mohammed Mahmoudi İngilizce bilmediğinden kolu abanarak kapatır. Abanmayla içerideki demir menteşeler eğrilir ve kapı yanlış kapanır. Uçak 12:30'da Heathrow'a varmak üzere kalkar. Kalkıştan kısa bir süre sonra kargo kapısı patlayarak açılır, 2 numaralı motor durur ve pilotlar Nejat Berköz ve Oral Ulusman uçağı kontrol edemezler. Hızla düşüşe geçen uçak son anda düzleştirilmişse de Ermenonville ormanına saatte 960 kilometre ile çakılır. 346 kişiden kurtulan olmaz. Uçağın enkazı çok geniş bir alana yayılır. Kargo kapısı ve 6 yolcunun hala bağlı olduğu koltuklar 15km. ötede bulunur. Ancak 40 kişinin cesedi tanınabilir haldedir.
BBC'nin o günkü haberi hala arşivde saklı.1976'da Lockheed şirketinin üst düzey yöneticilerinden biri Kongre alt komisyonunda verdiği ifadede zamanın Japon başbakanının olayda oynadığı rolü ve aldığı 1.8 Milyon dolarlık rüşveti açıklar. Eski başbakan Kakuei Tanaka Temmuz 1976'da tutuklanır.
DC-10'lar yeniden gözden geçirilir, zamanlar sorunlar çözülür ve üretimi 1988'e kadar devam eder. DC-10'lar günümüzde hala kullanımda.
3 Mart 1974'teki bu kaza 1977'deki Amerika Tenerife faciasına kadar en fazla ölüme neden olan havacılık kazası olarak anıldı. Terörizm ya da çarpışma kaynaklı olmayan kazalarda, 1985'deki Japon Havayolları kazasının arkasından hala ikinci sırada gelir.
(Kaynaklar:
Wikipedia-İng,
Wikipedia-Jp,
THYVA Forum)
Kazada ölen hostes
Rona Altınay annemin çocukluk arkadaşıydı. Mezarı Aşiyan'dadır. Ailesi kendilerine verilenlerin onun cesedi olup olmadığından hiç emin olamadı. Mezar taşı mermerden uçak maketidir. Huzur içinde yatsın.