Sonunda Tayland'la ilgili biraz olsun yazacak zamanı bulabildim. Japonya konusunda olmasa da belki ilginenler olur.
Tayland'a 95 ve 2000'de toplam 3 defa önce gitmiştim, hep Bangkok ve yakınlarına. Tayland her gidişimde daha da gelişen bir ülke oldu. Son askeri darbenin günlük hayata ve ekonomiye pek bir etkisi olmadı sanırım.
Biz Tayland'ı fakır biliriz. Aslında Malezya ve Singapur dışındaki G.D. Asya'da en zengin ülkedir. The Economist'e bağlı The Economist Intelligence Unit'in verilerine göre Türkiye'de GDP per head US$5,297, satınalma paritesinde US$9,047.6. Tayland'da GDP per head US$3,120, satınalma paritesinde US$9,082.
İnsanlar hep sessiz, sakin, kavgadan hoşlanmayan, yardımsever ve güleryüzlüdür. Öğrenciyken gittiğimde yanlışlıkla bindiğim minibüste bana yardım eden, hatta yol paramı veren teyzeler olmuştu. Bu sefer askerlikteki kalabalıktan sonra Bangkok'un tozu dumanını değil, sessiz sakin tropikal denizleri yeğledim.
Krabi, Türkiye'de de bilinen Phuket'in yakınlarında bir bölge. Daha yeni turizme açılıyor gibi. Umarım sonu diğerleri gibi olmaz. Öncelikle kaldığım resort otel,
Tubkaak Krabi Boutique Resort, biraz bütçeyi zorlayacak cinsten olsa da, harikaydı. Gecenin saat 10'unda vardım, çok kibar bir bayan görevli beni odama bıraktı. İki elini burun ve cene hizasinda birleştirdi ve klasik selamlarını verdi, çıktı. İki günlük de olsa "sefam" işte öyle başladı.
Muson yağmurları zamansız başlamıştı, öğleden sonraları yağmura katlanmak zorundaydık. Ama deniz suyu vucut ısısından yüksek olursa pek dert değil. Yağmurda denize girmek en çok ısıtan şey. Krabi'nin denizi (Hint Okyanusundaki Andaman Denizi) krem rengi yeşil. Oldukca sığ. Manzaraya denizden birden çıkan ve yeşil bitkilerle kaplı kaya-adalar hakim. Andaman Denizinde gel-git çok belirgindir. Öğleden sonraları denizin metrelerce çekilmesi ve denizin sabahtan boyu geçen yerlerinin yürünecek hale gelmesi gerçekten görmeye değer. (Üst sağdaki resimle sol alttakini, ortadaki iki resmi karşılaştırın.) Küçük deniz hayvanlarının ıslak kumlarda koşuşturması, balıkçıların firsat bu fırsat ağ atması hayatın normal bir parçası.
Diğer sefalar da vardı. Tayland'a gelip de yeşil curry yememek, hindistancevizi sütlü acı-ekşi çorbaları içmemek (alt sağdaki resim) olmazdı, ben de midemi delmek pahasına bu zevki tattım. Yağmurlu ögleden sonraları otelin usta bayan masajcılarına biraktım kendimi.
1 Mayıs akşamı Krabi'den ayrılmak zor oldu doğrusu. Kim cenneti bırakmak ister?