19 Temmuz 2010

Hayabusa olayı

Geçen ay, 13 Haziran'da Japonya'nın Itokawa adlı asteroid'dan örnek almak için gönderdiği Hayabusa uydusu, dünyaya döndü. Ama aldığı örneği taşıyan ısıya dayanıklı kapsülü bırakarak. Kendisi atomosfere girerken yandı.
Hayabusa seferi sırasında pek çok zorlukla karşılaşmış, Japon Uzay Merkezi umut kesmeden pek çok defa uyduyu kontrol etmeyi başarmıştı.
"Kendini feda ederek" misyonunu tamamlaması ve asteroid'den aldığı eser miktardaki örneği yerine ulaştırması, 7'den 70'e pek çok Japon'a esin kaynağı oldu. Olay naklen yayınlandığında yaşlı başlı amcaların gözleri nemlendi.

Hala insanlar Japon Uzay Merkezi'ne akıyor. Bloglarında falan kendilerine esin veren uyduyu yazıyor.
Aşağıdaki eser Scotch Malt rumuzlu bir sanatçı, uyduyu eve dönen küçük bir kıza benzetmiş.

29 Mayıs 2010

Orhan Pamuk Çince'de

Orhan Pamuk'un Çince'ye çevrilmiş kitabını sizlerle paylaşmak istedim. Kitabı Macao'da bir kitapçıda gördüğümde çok şaşırmıştım.

Orhan Pamuk
Orhan Pamuk

17 Mayıs 2010

Sakura zamanı

Bu senenin sakuraları. Yer Shinjuku Gyoen.
Kış çok soğuk ve uzun geçti bu sene. Sakuralar da geçikti. Üstelik bu resimlerden sonra kar yağdı yeniden Tokyo'da!
Bonsai
Bonsai

15 Mayıs 2010

Hisashiburi

Son yazıya yorum yazan arkadaşın da belirttiği gibi 3 aylık bir ara olmuş bile ben yazmayalı. Blog yazmaktan başka öncelikler girdi araya. Yeniden okula gittim yeni şeyler öğrendim. Çalıştım. Fazla ilham da gelmedi. Altın Hafta tatilinde, yani geçen hafta Hong Kong ve Macao'daydım. İşte kısmet bu güneymiş. Birikmiş resimlerden başlarsam, işte Ocak ayında erkenden açan erik bonsai'im.

Bonsai
Bonsai

15 Şubat 2010

Toyota krizi ve yabancı basın

Geçen hafta The Times da şöyle bir yazı çıktı. Welcome to the world of the two-way mirror Eski bir Tokyo muhabirinin yazdığı bu yazı beni açıkçası şaşırttı. Toyota'daki problemler hafife alınacak ya da mazur görülecek boyutta değil elbette ama, yazıda çok açık, adeta ırkçı tonlar hissettim. En azından çok geniş genellemeler içeren yazı, çoğunlukla 1980'lerde Amerikan basınında çıkan yazıları hatırlatıyor. Japonları anlamak ve açıklamalar getirmek yerine, "bunlar da adam olmaz, biz batılıların halan çok altındalar" gibi bir hava.

Japonlar aslında Amerikalıların bu Toyota olayını abarttıklarını, hatta sabotaj olasılığı olduğunu düşünüyor. Yıllardır kendini toparlayamayıp karlı üretim yapamayan, modası geçmiş Amerikan araba sanayii de tabii bu olayı fırsat bildi.

Yukarıdaki yazıyı bizim basında çıkan şu yazıyla karşılaştırın:
Japonlar Amerikalıları suçluyor

03 Ocak 2010

1 Ocak'ta gün ağarırken

Ben de Japonlar'ın adetine uyarak sabah 6'da yılın ilk güneşini görmek için uyandım. Nehrime gittim. İyi ki de öyle yapmışım.

Fazla lafa gerek yok: Ay batarken tan ağardı, Fuji-san belirdi. Manzara her saniye değişirken insanlar da arttı. Tam güneş doğarken Japonlar dua etmeye başladılar.


Ay batarken
Güneş doğarken
Fuji-san

Yeni Yılınız Kutlu Olsun!

Kadomatsu
Ufak Çam
Toshikoshi soba
Osechi
Biraz geç oldu, ama herkese mutlu bir 2010 dilerim.

Japonya'da yeni yıla girerken olmazsa olmazları bu yıl da koymak istedim. Yukarıdan aşagı:

Her büyük mağazanın binanın girişine sağlı sollu konan Kadomatsu, yani köşe çamı
Evlerin girişine konan ufak versiyonu
"İnce uzun" bir ömür için 31'i gece yarısından önce yenmesi gereken toshikoshi soba
Yeni yıl günü yenen osechi

31 Aralık 2009

Japonya'da oldukça olası bir olay

29'u akşamı vesikalık fotoğraf çektirmem gerekti. Burada 500-700 yen'e otomatik olarak vesikalık çeken makinelerden birine gittim. Bizim istasyonun içinde.
Parayı ödedim.
Ayarları yaptım. Dışarı çıktım. Fotoğrafları aldım ve çıktım.
Bir arkadaşla yemek yedim. Parayı ödemek için elimi cebime attım ve...
Cüzdanım yoktu. Makinanın içinde oturduğum yere koymuştum, giderken almayı unutmuşum!

İstasyon şefliği, karakol derken tabii giden gitmiş.

Evde kredi kartları, ATM kartını falan iptal ettim.

Ertesi sabah bankaya kredi kartı ve ATM almak için başvuruya gitmek için evden çıkacaktım ki...Kapı çalındı. Tanımadığım bir adam. Cüzdanımı verdi.

Dün akşam bulmuş, Yabancı Oturma Kartım'dan adresi almış, yılbaşı belki ülkeyi terkederken kart lazım olur diye acele hemen evi bulmaya çalışmış, karanlıkta bulamamış, sabaha bırakmış.

Kredi kartlarını, parayı kontrol edin dedi. Tabii tamdı. Adını adresini vermek istemedi, ve veda edip gitti.

İşte böyle. Ne güzel bir duygu değil mi, böyle insanların olması!

27 Aralık 2009

"İyi ki Japon olarak doğdum!"

Şu anda TV Asahi'de yayınlanan programın adı, Tabi no kaori.

Alt başlık "2009'da çok konuşulan lezzet başkentinde yılın son yemeğine doyun. Elinizde olmadan 'İyi ki Japon olarak doğdum!' diye bağıracağınız seyahat özel programı!"

Japonya'da bu lafı sık sık duyarım. Japonya'ya özgü olan ya da onların Japonya'dan başka bir yerde olmadığına inandıkları şeyleri yaptıkları zaman söyledikleri sözdür. Ben Türkiye'de "iyi ki Türk olarak doğdum" diye düşünülse de bu şekilde ifade edildiğini hiç duymadım. Aynı şekilde "Amerikalı olmaktan gurur" duyulsa da bu şekilde ifade pek edilmez. ("Born In the USA" belki istisna.)