27 Aralık 2009

Fuji-san her yerden

Tokyo civarı düzdür. Tokyo merkezde en yüksek yer 26m.lik Atago Tapınağı'nın olduğu tepedir.

Eskiden Tokyo, Chiba, Yokohama, her yerden Fuji-san rahatça gözükürmüş. Şimdi yüksek binalar nedeniyle öğle değil. Hava çok açık ve nemsiz olursa biraz daha şans var. Aniden karşınıza çıkabilir Tokyo'nun değişik yerlerinden. Bu günlerde bembeyaz.

Fuji

06 Aralık 2009

3 Göz

Japon iş adamlarının (Çinlilerden de önce) heryere yayıldıkları ve fırsatları "global" düşündükleri malum.
Bunu hiç duymamıştım:

...business owners need three types of eyes: insect eyes that can see many rival firms at once, bird eyes to oversee the whole business environment, and fish eyes to read the changing trends. Based on this idea, he came to feel that his business needed to expand overseas.


Brewer finding new niche

Bu arada Japonya'daki sake (nihonshuu) tüketiminin düşmekte olduğu da gerçek.

04 Aralık 2009

Japon gönüllülerini rahat bıraksalar!

Geçen yıl da Afganistan'da bir Japon gönüllüyü öldürmüşlerdi. Japonlar gerçekten saf ve diğer dinlere karşı da oldukça nötr. Çok iyi niyetle gittikleri bu İslam ülkelerinde başlarına bu gelmemeliydi.

Japanese engineer freed in Yemen
The Slaying of Ito Kazuya: Japan in Afghanistan

01 Aralık 2009

Japonya "elden gidiyor"

Shibuya
Shibuya
Cumartesi uzun zamandan beri ilk defa Tokyo'nun en genç ve kalabalık mekanı Shibuya'ya yolum düştü. Zaten ortalama olarak Türkiye'deki her yerden daha kalabalık Tokyo'nun, en kalabalık bölgesinde yürürken hoperlerden gelen "gaikokujin falan filan" sesleriye irkildim. Kalabalık bir grup, şu anda gündemde olan, yeni hükümetin tasarı haline getirmeye çalıştığı sürekli oturma izni olan yabacılara seçimlerde oy kullanma hakkı verilmesi kanunu protesto ediyordu. Aslında resmen Koreliler ve Çinlilerden bahsediyorlardı. Yabacılar, özellikle de bu milletlerden olanlar, Japonya'yı ele geçirecek, diyorlardı. İstasyonun önünde polis ve bayraklı bir kalabalık vardı. Bu ton ve bayrakların hiç ortaya çıkmadığı bir ülkede bariz milliyetçi bir gösteri beni çok şaşırttı açıkçası. Japonya'da milliyetçilik savaş sonrası bastırılıp, arada dozunu kaçırarak bazı gruplar tarafından kullanılan bir kavram olduğu için belki de.
Japonya'yı ele geçirecek 200-300 bin Çinli ve Koreli için seferber olmuşlar.

Ben kişisel olarak oy vermek ya da vermemenin üzerinde durmuyorum. Gerçek hayatta yabancıların karşılaştıkları ayrımcılık ve dışlanmanın yanında, zaten sözünü tutmayan, bir şeyden de çok çakmayan bir Japon'u meclise göndermenin bir önemi yok bence.

Foreigners in Japan

29 Kasım 2009

Japonya'da yemeklerin plastik modelleri

Bugün BBC'den.
Japonya'ya her gelip de vitrinlerdeki yemeklerin çok gerçekçi plastik modellerine hayran kalmamış olan yoktur. BBC'nin koyduğu videoyu tavsiye ederim!
Close-Up: Tokyo's plastic food

19 Kasım 2009

Tokyo dünyanın yemek başkenti

BBC'nin haberine göre, Tokyo 'world's best place to eat'.
Şunu da eklemek lazım, Kyoto'nun en seçkin müşterilere hizmet eden geleneksel bazı lokantıları Michelin'in batılı standartlardaki derecelendirme kriterini reddetmiş, iş birliği yapmamıştı.

17 Kasım 2009

ABD'liler Obama'ya kızmış!

Bugünkü Hürriyet'teki yazı da ABD'liler Obama'ya kızdı başlığı var. Dün Japon gazetesinde bu resmi görmüş ve çok hoşuma gitmişti.

Okurların da yazdığı gibi bunda kızacak ne olduğunu anlamıyorum. Burada herkes eğilip selam verir, hele de yaşlılara. Obama bilemeyip açıyı biraz fazla eğilimli tutmuş ama ziyanı yok. Niyet iyi:)

10 Kasım 2009

1 adam, 2 teker ve tüm dünya

Hemen Daisuke Nakanishi'nin sayfasına bir bakın. Açılışta gördüğünüz yer Kapadokya değil mi? Türkçe link de var. Sn. Özgür Nevres'in çevirdiği ana sayfada şu tanıtım yapılmış:

Osaka'lı (Japonya) Daisuke bir dünya gezgini, yeni arkadaşlar ve dünyada barış arayışında. Dünya gezisine başlamadan önce 6 yıl çalıştı ve yolculuk için para biriktirdi. Yolculuğuna 23 Temmuz 1998'de Anchorage'den (Alaska) başladı. Bu tarihten beri 120,000 kilometreden fazla yolu kendi gücü dışında bir güç kullanmadan kat etti. Tümü de aynı bisikletin üzerinde olmak üzere bütün kıtalarda 100'den fazla ülkeyi ziyaret etti. Japonya'ya dönmeden önce toplam sayıyı 120'ye yükseltmeyi hedefliyor. Gittiği bazı şehirlerde fahri hemşehri unvanını aldı. Birkaç kez eski başkanlarla tanıştı ve dünyanın her köşesinden harika arkadaşlar edindi. Daisuke, Japon Macera Bisikletçileri Kulübü'nün (Japan Adventure Cyclists Club - JACC) de üyesi.


Yomiuri'de bu hafta çıkan yazıda yolculuğunun bitişiyle ilgili sorulan soruyu Nakanishi-san şöyle yanıtlamış:
Rahatladım. Ama dahası, uzun zamandır peşinden koştuğum düşümü başardığımdan dolayı biraz boşlukta gibiyim.
(Asked how it felt to end his long journey, Nakanishi said: "I'm relieved. Though, more than that, I'm at a bit of a loss now that my long-pursued dream has been accomplished.")

Yolun sonuna gelmediğini tahmin edebilirsiniz. Yeni bir yolculuğa çıkıp çıkmayacağı sorulduğunda şu yanıtı vermiş:

Kesinlikle. Aynı yere aynı yola gitseniz bile başka insanlara rastlar, yeni tecrübeler kazanırsınız.


(Asked if he might ever embark on another journey, he said, "Definitely," adding that even if you go to the same place on the same route, you will encounter different people, landscapes and have new experiences.)

KANSAI & WEST / 1 man, 2 wheels and a whole wide world (Maalesef Yomiuri sayfaları sürekli olarak kalmıyor, bir kaç hafta sonra bu link geçersiz olacak.)

03 Kasım 2009

Kaki (Trabzon hurması)

Kaki
Son baharın ortalarında olgunlaşırlar. Trabzon Hurması. Kaki.
Bahçelerde yapraklar sararsa ya da dökülse de portal renkli toplar sallanmaya devam eder. Kimse toplamaz. Olgunlaşıp yere dökülenler belki.

01 Kasım 2009

Yaşlılık alameti mi ne?

Eskiler çocukluklarının, gençliklerinin geçtiği yerleri anarken, oraların bir zamanlar ne kadar yeşil olduğunu, bağlık bahçelik olduğunu hayıflanarak söylerler. Ben de iki gün önce kendimi işte öyle hissettim. Hep önünden geçtiğim evin yıkıldığını biliyordum, ama arsanın o hale geleceğini tahmin etmemiştim.

O köşe biraz özeldi, çünkü oradaki 3 evin bahçesi oldukça ağaçlıktı. Akşam eve dönerken orası hep serin, ferah olurdu. Eve giden diğer yollar içinde en çok o yolu seçerdim. Tam sola dönen köşede bir avokado ağacı vardı. Bir yaz günü tepeden sallanan avokadoları farkettiğimde çok şaşırmıştım, ilk defa bu türü görüyordum.

Bu yaz ağaç geçen yıla göre daha çok meyve verdi. Her sabah altından geçerken meyvelerin olgunlaşıp yere düşeceğini, belki yere düşenleri eve götüreceğimi hayal ettim. Derken ev yıkıldı. Yine o çok katlı apartmanlardan biri yapılacaktı. Avokado ağacının yarısını kestiler, dallarını budadılar. Olsun kökü sağlamdı. Zakkumları kesmişlerdi, ama olsun, onlar yine dikilirdi.

Avokadoyu başka bir yere mi taşıdılar, yoksa kestiler mi, bilmem. Dün baktım, o köşe kel.