Turkiye'de ilk seyrettigim Japon filmini hatirlamiyorum. Istanbul Film Festivalindeki Asya filmleri serisinden bir Japon filmi olabilir. Ama belki de Moda Sinemasinda izledigim, ve her karesini zev kalarak, icime cekerek izledigim Tanpopo ilktir. Sicak bir yaz gunu oldugunu hatiliriyorum. 91 ya da 92 olmali. Moda Sinemasindaki Japon film haftasindaki merakli azinliktan biriydim. O seansta salonda 10-15 kisi var miydi?
Gecen sene DVD'de Tampopo'yu bulmak ve bu sefer alt yazisiz, Japonca izlemek beni cok sevindirmisti. Ayni seriden Marusa no Onna 1 ve 2, Supa no Onna ve Ososhiki'yi da izledim. Politikacilar, mafya (yakuza) ve ticaret adamlarinin ic ice girmis iliskileri Itami-san'in son zamanlarda isledigi temalardan biriydi. 1980lerin balonlu Japon ekonomisinde milyonlarca yenin nasil kolayca el degistirdigini ve nasil rahatca harcandigini da gosteriyordu. (O yillarda Japonya'da olmak, o gunleri gormek vardi.) Cogu Japon filminde oldugu gibi mutlak kotu ya da iyi de yoktu cogunda. Kotu isler yapan adamlar bile, hakli cikartilmamakla beraber, kisisel nedenleri gozler onune serilerek tanitiliyor Itami-san'in filmlerinde. Toplum da elestirilerden payini alir. Paragozlugu besleyen hep o adamlarin cevresindeki metresleri, esleri, evlatlari, dalkavuklari...Gercek suclu kim? Sonunda iyilerin kazanmasina sevinsekse de, buruk bir tat hep kalir, bazen bir belirsizlik, kesin mutlulugu engelleyen bir suphe icimizden kolay gitmez.
80lerin 90larin "al gulum ver gulum"lu iliskilerinden beri Japonya pek cok asamalardan gecti, sirket iflaslari, bankalarin geri donmeyen borclarindan sonra bazi seyler degisti. Ama iste degismeyen seyler de var.
Depreme dayaniklilik belgeleri sahte olarak duzenlenen apartmanlari borc-harc ev almaya calisan insanlar bilerek satan Huser Sirketi'nin yoneticisi Susumu Ojima bugun Diet komisyonuna ifade verdi. Aslinda gozuktu, ama kayda deger bir sey soylemedi. Kendi kendini suclu durumuna dusurebilecek ifadelerden cekinirmis. Bu ifade ne ise yariyorsa, yanit vermeme hakki varsa...Bu sirket 2. Dunya Savasi'ndan beri 8 aylik bir donem haric iktidarda olan ve kokusmusluk imajindan Koizumi sayesinde biraz kurtaran Japon Liberal Partisi'nden Kosuke Ito ile ilgiliymis. Ito'nun secim kampanyasina bagis yapmis. Tesaduf ki Ito'nun akrabalarinin yontettigi bir sirket de Huser'in binalarinin denetiminden sorumluymus. Sahte raporlari yaz, secim icin parayi al. Al takke ver kulah! Simdi bu curuk binalarda oturan insanlar ne yapsin? Nedense tuteticilerin zararinin yarisini Japon hazinesi odeyecekmis! Bizim vergilerimizle! Japon Hazinesinin akil almaz ic borcu yetmezmis gibi!
Ah iste Itami-san'lik olaylar! 97'deki Itami-san'in intiharini da hayal meyal hatirliyorum. Itami-san yasasaydi 2000lerde nasil filmler yapardi acaba?
IMDB'de Itami-san
Tokyo Metropolis'de Itami-san
NY Times'da Itami-san
2 yorum:
selam ben senay, gercekten super bir blog, eger facebook veya twitter varsa eklemek isterim...
Selam Senay,
Facebook-Twitter yok, ama bu blogu takip edebilirsin.
Diğer yazıları da beğenirsen yorumlarını beklerim.
Taylan
Yorum Gönder