28 Kasım 2006

AB-Türkiye-Japonya

Japon arkadaşlar bana bazen Türkiye'nin AB macerasıyla ilgili sorarlar. Bazen bir süphe hissederim sorularında, çünkü Japonya'dan bakınca Türkiye Avrupa'lı (gibi) ama Batı Asya'dan egzotik bir ülke. Yani Orta Doğu'nun Batılılaşmışı. Çok da yalan değil bence.

Benim kalıplaşmış yanıtım, Türkiye'nin kültürel anlamda Asya'ya yakın, ama siyasi olarak Osmanlı'dan beri Avrupa'nın bir parçası olduğuyla başlar. Sonra da Avrupa'lıların biraz içten pazarlıklı olduğu ve Türkiye'ye karşı dürüst davranmadığıyla devam eder. Bu da Japonların Avrupalılarla ilgili genel kanısından çok uzak değildir. Yani konu tatliya baqlanır.

Japonlara bu konuyu anlatırken en zorlandığım konu bizim toplum psikolojimiz. Avrupalı olmak kavramının tam olarak kafam(ızda) açık olmaması. Bilindiği gibi Japonya'nın Meiji dönemi Tanzimat'la aynı döneme denk gelir, benzer süreçlerden geçer. Biz kendimizi "medeni" yapmanın çozümünün "Avrupalı" olmakta düşündük. Japonya 2. Dünya Savaşı öncesi bu ikilemi reddedip Batılı devletlere alternatif olmayı seçti ve militarizmle bunu kanıtlamaya çaliştı. Savaş sonrasıysa hızlı kalkınmayla alternatifi yakaladı, ya da öyle düşünüldü.

Bu durumda Japona, "yaaa, aslında biz Asyalı hele de Orta Doğulu olmaktan aslında hiç hoşlanmayız, Avrupalı olduğumuzu kanıtlamak istiyoruz" demek zor. "Asyalı hele de Orta Doğulu olmanın neresi kötü" diyebilirler haklı olarak. Kore, Malezya, Singapur, Vietnam ve Tayland Asyalı değerlerini satacak fırsat arıyorlar her şeyde. Japonlar da hem Asyalı hem Japon adalı olmaktan memnun.

Duygusal tabanlı "Avrupalı olmamız buna bağlı" lafını değil, elde edeceğimiz uzun vadedeki cıkarı Japonlara anlatmak istiyorum, ama zor...

AB'ye girMEMEyi savunmuyorum, şahsen. Ama koşullanmalarımızı sorgulamaktan yanayım. Japonlar ile bu konuları konuşurken kendi koşullanmışlığımı farkettim. Hala da bu koşullanmışlık devam ediyor. Sorgulamadan gündem dolduruluyor, ama halk bilgilendirilmiyor.

Örneğin, bugüun Milliyet'te Güneri Cıvaoğlu'nun şöyle bir cümlesi var: "...Ardından genel seçimler geliyor... 150 yıllık Avrupalılaşma sürecinde makas değiştirmek, yani AB'ye yüz çevirmek, bu seçimin kampanyası olacak gibi görünmekte... 150 yıllık çınar kesilir mi?" AB'ye girmemek Avrupalı olmamak mı demek? (Avrupalı olmanın anlamını bir yana bırakırsak.) AB'nin websitesinde üye olmayan diğer Avrupa ülkeleri var, en belirgin isimlere bakarsak: İzlanda, Norveç ve İsviçre. Bunlar ekonomik ve politik açıdan AB'nin siyasi birliğine girmenin yararlarına olmadığına karar vermiş Avrupa ülkeleri.

Sonra son zamanlarda basında çıkan Doğu Avrupa ülkelerinin durumu var. AB İrlanda, Yunanistan, Portekiz ve İspanya katıldığı zamanlardaki AB değil. Yardım az, serbest dolaşım hakkı hemen hemen yok gibi. 2004'te katılanların büqyüklerinden Çek C., Macaristan ve Polonya'nın AB'den umduklarını bulamadıkları sık sık belirtiliyor. 40 Milyonluk Polonya'nın, çetin müzakere sürecinde AB'den koparttiği tarım politikaları tavizlerine rağmen mutlu olmadığı haberi üzerinde bilmem kaç kişi kafa yordu.

Ya da 2015'de AB'nin nasıl bir kurum olacağını? Merkezi politikların bizim gibi gelişmekte olan dinamik nüfuslu 80M'luk ülkeyi mi yoksa yaşlanmakta olan ve gelişmesini estek köstek sürdürmeye çalışan merkezdeki Fransa-Almanya'yı mı kayıracağını?

5 yorum:

basak dedi ki...

Yazınızı çok sevdim. Be gerek yurtdışında gerekse yurtiçinde Asyalı olduğumu vurgulayan bir insanım. Açıkçası Asya'ya ait erdemleri, Avrupa'ya ait değerlerden (genellikle metaya dayalı)daha üstün olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden Asyalı olmayı çok seviyorum.
Hoşçakalın.

Taylan dedi ki...

Başak,

Yazımı beğendiğinize sevindim.

Aslında "Asyalılık" ve "Avrupalılık" arasında tercih yapmıyorum. Körü körüne olmadiğımız ve tam olarak anlamadiğımız bir kavram, "Avrupalılık"la AB'ye girmenin karıştırılmasına, "Asyalılık"la geriliğin eş görülmesine karşıyım. Yani kalıplaşmayı sevmiyorum. Kişisel olarak siz Asyalı olduğunuzu düşünebilirsiniz, başkası da Avrupalı olduğunu söyleyebilir, belki Türk olmanın güzel yanı da bu. Değerini bilmeliyiz.

Adsız dedi ki...

ayni sekilde ben de tercih yapamiyorum.
bu bir zenginlik olarak gorulmeli..
iki tarafin da tek yönlü özentisi olmadan..

zekeriya güneş dedi ki...

slm
japonya da ne iş yapıyorsunuz taylan bey
ben orada iş yapmayı düşünüyorum
bilgi almak isterim,

Taylan dedi ki...

Zekeriya Bey,

Emailinizi bilemediğim için yanıt yazmadım. admin@commoncolors.net'e email gönderirseniz yazışırız.