Geçen Kanazawa-Yamashiro gezisinde keşfettiğim "kumo-ishi" tatlısından bir kutu şirkete hediye aldım. (Gezi dönüşünde şirkettekilere omiyage-hediye getirmek adettendir.) Genelde millet bayıldı, çünkü biraz nadir bir şeydi.
Benim Amerikalı patronlardan biri bayıldı, hiç böyle bir Japon tatlısı tatmadığını söyledi. Diğeri tatlıyı aldı, çevirdi, çevirdi. "Şimdi Japonlar için bu nesne güzel mi demek istiyorsun. Hımmmm...İçinde ne var?", "Kırmızı azuki fasulyesi ve jöle", "Hımmm...İlginç. Amerika'da herhalde çope atmazlar ama hiç de makbul olmazdı bu tatlı. Bir kere içinde fasulye varmış, görünüşü de hiç özel değil. Japonlar için güzel demek...."
Ertesi gün aynı insan bana gelip Japoncayı ne kadar zamanda söktüğümü sordu. Kendisi Japoncayı hiç mantıklı bulmuyormüş. Fiiler sonda ve sıfatlar zaman çekimine uğruyor. (Gramer tabii Türkçe'ninkinin hemen hemen aynısı, hatta daha basiti. Türkçe'de sıfat değil de olmak fiili çekimlenir, Japonca da benzer, örnek: sıcak-sıcaktı, atatakai-atatakakatta.) Japoncanın kendi içindeki mantığını anlamak istiyormuş. Ama İngilizceye göre pek anlamlı bulmuyormuş.
İnsanlarqin değişik kültürlere karşı duyduğu çekinme ve yadırgama duygularını anlıyorum. Şirket tarafından biraz da zorla gönderilmiş bir insanın Japon kültürüne hayran olmasını da beklemiyorum. Ama kültürün özünü anlamayacak kadar kalın Amerikan gözlükleri takmasını affedemedim.
İçimden şoyle bağırmak geldi: "evet Japonlar Allahtan sizin yapıp millete sattığınız bol şekerli, bol kimyasallaı, boyalı-cafcaflı şeyleri üretmiyor, yoksa ben de burda olmazdım. Sen bunları anlamıyorsan yavaştan go home bence." Neyse ki kendimi tutarak kariyerimde feci bir hata yapmaktan kurtardım kendimi.
3 yorum:
Yazınıza katılıyorum, bizim okulda da bazı Amerikalı hocalar var, sanki buradaki kültür düşük onların düşünce sistemi ise mükemmel gibi düşünüyolar. On yıldan fazla süredir buradalar ve yaşam biçimimizden ve kültürden bir lokma anlamamışlar.
Ama bazıları da var ki - genelde farklı olan birçok kültürden ailelere sahip olan hocalar - senden iyi biliyor durumu.
Yazınızı okuduğumda açıkçası Japonca'yı ne kadar zamanda söktüğünüzü de merak ettim doğrusu.
Kariyer endişeniz olmasa,aslında Mc Donald's lardan da bahsedebilirdiniz :) Sonra savaşlardan ve tüm dünyaya uyguladıkları kültür emperyalizminden..Ama bunları belkide emeklilikten sonra yapmak en sağlıklısı :)
Bana bir örnek oluşturması açısından bende merak ettim Sn Taylan,ne kadar zamanda tam olarak anadil seviyesine getirdiniz Japonca'yı ?
Yabancı bir dilin ana dil gibi olması hemen hemen imkansız. Ne de olsa ana dil gibisi yok. Akıcı olarak iş (resmi) ortamlarında konuşmam ve anlamam 3-4 yıl aldı. Birinci yılın sonunda günlük konuşmaları anlıyordum. İlk iki yıl günde 1.5 saat ders, 1 saat ödev yaptım. Sonra kulaktan çalıştım.
Sırf Japonca'ya kendini adayıp günde 4-5 saat çalışanlar 8-9 ayda oldukça iyi bir seviyeye geliyorlar.
Yorum Gönder